Hulefa-i Raşidin (Raşid Halifeler), Peygamberimiz'den (s.a.v.) sonra İslam devletini yöneten 4 halifedir.
Bunlar:
Hz. Ebubekir
Hz. Ömer
Hz. Osman
Hz. Ali
Allah hepsinden razı olsun.
1- HZ.EBUBEKİR ES-SIDDIK (R.A.) KİMDİR?
Allah Rasûlü(s.a.v)’in sözlerini, amellerini ve hâllerini en güzel şekilde idrâk eden ve O’ndan bizlere nûrânî izler intikâl ettiren yegâne nesil, ashâb-ı kirâmdır. İlk halîfe seçilen Hz. Ebû Bekir(r.a), devr-i saâdette yüksek sadâkat, teslîmiyet, aşk ve muhabbetiyle Allah Rasûlü(s.a.v)’nde fânî olmuştu. O’nunla kalbî râbıtayı en üst seviyede yaşamıştı. O’nunla âdeta aynîleşmişti. Nitekim -aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz:“Kalbimde ne varsa Ebû Bekir(r.a)’e ilkâ ettim.” Buyurmuştur.( Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c. 2, s. 419.)
571 yılında Mekke'de doğan Hz. Ebû Bekir Es-Sıddık(r.a) İslamı ilk kabul eden, güzel hasletlerle tanınmış ve iffetiyle şöhret bulmuş Resulullahın (s.a.v) hicret arkadaşı, kayınpederi, cennetle müjdelenen aşere-i mübeşşereden, hülafai raşidinin ilki, hayatı boyunca her şeyini Allah’ ve Resulüne adamış, ilk halifesi, müşriklerin Resulullahı yok etmek için her yola başvurduğunda, mirac mucizesiyle alay ettiklerinde, bunu Resulullah (s.a.v) söylüyorsa doğrudur diyerek Sıddıkiyyet tacını giyen, Câmiu'l Kur'an, es-Sıddîk, el-Atik lakaplarıyla bilinen ,Efendimiz (s.a.v) in orduya yardım ediniz dediğinde bütün servetini Resulullahın önüne yığan, Allah Resulünün (s.a.v): ”Çoluk çocuğuna ne bıraktın? ” dediğinde de; ”Allah’ı ve Resulünü bıraktım.” Diyen mübarek insan.
Şüpheli olan şeylerden sakınmada gösterdiği titizlik, helal ve harama dikkat etmesi, cömertliği takvada, zenginliği tam inançda, şerefi, alçak gönüllülükte bulduğunu söyleyen sadık dost Câmiu'l Kur'an, es-Sıddîk, el-Atik lakaplarıyla bilinen büyük sahabi. Vakti Seherde Teheccüd Kılanların Babası" olarakta bilinir.
Hilâfeti iki sene üç ay gibi çok kısa bir müddet sürmesine rağmen Hz. Ebû Bekir (r.a) zamanında İslâm devleti büyük bir gelişme göstermiştir. Hz. Ebû Bekir (r.a) Hicrî 13. yılda Cemâziyelâhir ayının başında hicretten sonra Medine'de yakalandığı hastalığının ortaya çıkması üzerine yatağa düşünce yerine Hz.Ömer (r.a)'in namaz kıldırmasını istedi. Ashâbla istişâre ederek Hz. Ömer (r.a)'i halifeliğe uygun gördüğünü söyledi. Hz.Ömer (r.a)'in, çok celalli, sert oluşu gibi bazı itirazlara cevap verdi ve hilâfet ahitnamesini Hz.Osman (r.a)'a yazdırdı. Yediği bir zehirli yemeğin tesirinden 63 yaşında 23 ağustos 634 yılında Medine’de ahiret âlemine göç etmiştir.
2- HZ.ÖMER EL-FARUK (R.A.)
Ömer bin Hattab (r.a), (581 yılında Mekke’de Beni Adi kabilesinde doğdu,644 yılında Medine'de Mihrabda şehid edildi. Babası Hattab bin Hufeyl, annesi Fatıma bin Haşam Beni Mahzum kabilesindendi. KÜNYESİ, Ebû Hafs Ömer b. el-Hattâb b. Nüfeyl b. Abdiluzzâ el-Kureşî el-Adevî. Fil Vak‘ası’ndan on üç yıl kadar sonra, diğer bir rivayete göre ise Büyük (Dördüncü) Ficâr savaşından dört yıl kadar önce Mekke’de doğdu. (Halîfe b. Hayyât, I, 151)
Baba tarafından soyu Câhiliye döneminde Kureyş kabilesinin sefâret işlerine bakan Adî b. Kâ‘b kabilesine ulaşır ve Kâ‘b b. Lüey’de Peygamber (s.a.v) Efendimizin’in nesebiyle birleşir Ailesi orta sınıfa mensuptu. Babası tüccardı ve kabilesinde zekâsıyla meşhurdu, çok tanrıcıydı (putperest idi).
İslam Devleti'nin Hz.Ebu Bekir(r.a)'den sonraki devlet başkanı, halife(634-644). Hulefa-i Raşidin ikincisidir. Dünyada iken Cenab-ı Hak tarafından Resulüne Cennetle müjdelediği ikinci kişi Cesareti ve adaleti ile tanınmış, Allah Rasûlü(s.a.v)’in nurlu izinden giden, O’nun yolunu sadâkatle devâm ettiren, hâl ve davranışlarıyla âbideleşen örnek bir İslâm şahsiyetidir.
Mescid-in Nebide Resulullah (s.a.v)Efendimizin hücresinde Hz.Ebubekir Sıddık (r.a) yanına defnedildi.
Hz.Ömer(r.a) küçük yaşta okuma yazma öğrendi. İslam öncesi dönemde okuryazarlık nadiren vardı. Arap edebiyatı ve şiirle ilgilendi. Şiire meraklı olduğu, güzel konuştuğu, okuma yazma bildiği, ensâb bilgisini öğrendiği, ticaret yaptığı, bu maksatla Suriye, Irak ve Mısır’a gittiği, Kureyş kabilesi adına elçilik görevinde bulunduğu rivayet edilir.
3- HZ.OSMAN ZİNNUREYN (R.A.)
Peygamberimiz(s.a.v)in üçüncü halifesi, hayâ ve edep timsali, hayatta iken dünyada cennetle müjdelenen üçüncü, bahtiyar kişilerden biri. Hz. Osman(r.a), meşhur Fil Vak'ası'ndan 6 sene sonra; yani hicretten 47 yıl önce dünyaya gelmişlerdir. Babası;Affan b. Ebi'l-As b. Umeyye b. Abdi Şems b. Abdi Menaf ' el-Kureşî el-Emevî dır Annesi; Erva binti Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdi Şems'tir. Nesebi; Ümeyyeoğulları ailesine mensup olan Hz. Osman (r.a)'ın nesebi beşinci ceddi olan Abdi Menaf'ta Rasûlullah (s.a.v) ile birleşmektedir.Beşinci validesi (ninesi) Beyda-i Ümmü'l Hakim, Efendimiz(s.a.v)'in halasıydı.
Künyesi, "Ebû Abdullah'tır. Ona, "Ebû Amr" ve "Ebû Leyla" da denilirdi. Cahiliye dönemindeki "Ebû Amr" olan künyesi, Müslüman olduktan sonra Efendimiz(s.a.v)'in kızı Rukiyye'den Abdullah isminde bir oğlu olunca 'Ebû Abdullah' diye değiştirilmiştir.
Hz. Osman(r.a)'ın lakabı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in iki kızı ile evlendiğinden dolayı iki nur sahibi mânâsına gelen "Zinnureyn"dir.
Dört Büyük Halife'den üçüncüsü ,cennetle müjdelelen on sahabeden biridir. 644 yılından 656'daki şehid edilmesine kadar, 12 yıl boyunca, halifelik yapmıştır; Dört Büyük Halife'den en uzun süre halifelik yapan odur. ( Salih SURUÇ, Kainatın Efendisi Peygamberimizin Hayatı, Nesil Yayınları, 370. Baskı, s.421,.İbnul-Hacer el-Askalânî, el-İsabe fi Temyîzi's-Sahabe, Bağdat t.y., II, 462; İbnül Esîr, Üsdül-Ğâbe, III, 584-585; Celaleddin Suyûtî, Târihul-Hulefâ, Beyrut 1986, 165).
4- HZ.ALİ KEREM ALLAHU VECHE (R.A.)
Kâbe’yi muazzamanın içinde dünyaya gelen, Resulullah (s.a.v) ın terbiyesiyle büyüyen, çocuk yaşta iman eden ilk Müslüman, hiç puta tapmamış, Efendimiz (s.a.v) in kızı Hz.Fatma (r.a) nın eşi, Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin (r.anhüma) nın babaları, ilmin kapısı, vahiy kâtibi, bileği bükülmeyen Allah’ın aslanı, velayet menbaı, Resulullah (s.a.v) ın savaşlarında en önde savaşan yiğit. Fitne döneminde harici Abdurahman ibn Mülcem’in şehit ettiği cennetle müjdelenen dördüncü kişi. Ashab-ı kiramın büyüklerinden. Peygamberimiz (s.a.v) Efendimiz’in damadı ve dördüncü halifesidir. Peygamberimizin (s.a.v) amcası Ebu Talib’in oğludur. Künyesi "Ebul Hüseyin"dir. Bir künyesi de Peygamberimizin (s.a.v) iltifat buyurarak söylediği "Ebu Türab"dır. Hiç puta tapmadan müslüman olduğu için "Kerremallahü Vechehu", kahramanlığı ve çok cesur olmasından dolayı "Kerrar", "Esedallahül Galib" lakabları verilmiştir. Ayrıca takdiri ilâhiyeye gösterdiği tam rızadan dolayı da kendisine "Mürteza" denilmiştir.
Hz. Ali İbni Mülcem tarafından mescidde yaralanmıştı. Hz. Ali(r.a) Aldığı kılıç yarasının etkisiyle, üç gün sonra, H. 40 yılın ramazan ayının 17. (M. 23 Ocak 661) cuma günü vefat etti. Küfe’de şehit edildiği caminin yanında namazı kılınarak defnedilmiştir.