Tarihte geride iz bırakmış, insanlığın geleceğini iyi ya da kötü şekillendirmiş çok sayıda kişi yaşamış ve birçok olaylar yaşanmıştır.
Bu kişilerin arasında milyonlarca insanın ölümüne sebep olan, dünyaya korku salanı olduğu gibi; yaptıkları yenilikler ile demokrasinin temellerini atan, icat ettikleri ve buluşlarıyla hayatımızı kolaylaştıranları da bulunmaktadır.
Toplumu inşa eden ve şekillendiren daha çok liderler ve liderlerin olduğu toplumsal hareketlerdir.
İnsanların kaderini belirlemiş, medeniyetlerin yükseliş ve çöküşüne sebep olmuş, verdikleri kararlarla ya da icat ettikleriyle tarihin gidişini etkilemiş bu insanlar yaptıkları ile toplumları etkilemiş, yönlendirmiş veya şekillendirmiş ve tarihteki yerlerini almışlardır.
Bunlardan birisi de İncili Çavuş. Kısaca hayatına ve yaptıklarına bakalım.
İNCİLİ ÇAVUŞ MUSTAFA EFENDİ'NİN KISA HAYATI
Ünlü Türk fıkracısı Mustafa Efendi, İncili Çavuş.
Doğum tarihi bilinmemektedir. 1632 veya 1633'te öldü.
Osmanlı tarihinde ve saray adamları içinde hoş sözleri ve nükteleriyle meşhur olmuş bir saray mensubudur.
Mustafa Efendi (İncili Çavuş), Birinci Ahmet 'in muhasibi idi. 1615 yılında Şah Abbas tarafından gönderilen elçi ile birlikte bir çeşit geçici elçilik göreviyle İran'a gönderildi. İncili Çavuş, saray halkının, hattâ padişahın aksayan yanlarını çekinmeden alaya alırdı. Bu yüzden hoş sözleri, nükteleriyle tanındı. Fıkraları halk arasında yüz yıllardan beri anlatıla gelmektedir. İşte onun ünlü bir fıkrası: Çok cimri bir Vezir, İncili Çavuş'tan bir tazı ister. İncili, besili bir çoban köpeği alarak getirir. Vezir, köpeği görünce kızar: «Yahu, ben senden tazı istedim. Böyle tazı mı olur? Bu koskocaman bir köpek.»> «Ya nasıl olur, paşam?» Vezir cevap verir: «Tazı dediğin incecik, sıska, karnı sırtına yapışmış bir hayvandır.» İncili güler: «Efendim, bu da maiyetinizde bir ay kalsın, istediğiniz hâle gelir.» der.