
İSTİBRA NEDİR, NE ZAMAN YAPILIR? İSTİBRA NASIL YAPILIR?
İDRAR YAPTIKTAN HEMEN SONRA ABDEST ALINIR MI?
İdrar yaptıktan sonra, şahsa, şartlara ve hatta yaşa bağlı olarak az veya çok sızıntı gelebilir. Bu sızıntıların tamamen kesilmesi için bir süre beklemek uygun olur. Bu beklemeye istibrâ denir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, 558). İstibrâ, yürümek, öksürmek, hareket etmek vb. yollarla yapılabilir. Küçük abdestini bozduktan sonra istibrâ yapmadan abdest alan kişiden abdestten sonra akıntı gelirse abdesti bozulur ve yeniden abdest alması gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, I, 106-107). Ayrıca temizlik iyi yapılmadığı takdirde geriye kalan idrar sızıntısı elbiseye bulaşacak ve belli bir orana ulaşacak olursa (avuç ayası kadar bir alanı kaplaması) namazın sıhhatine engel olur (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 110-111). İdrar yaptıktan sonra sızıntısı olmayan kişilerin, beklemeden hemen abdest almalarında bir sakınca yoktur. İstibrâ ve temizlik konusunda gerekli hassasiyeti gösteren kişinin, yersiz düşünce ve vesveseye itibar etmemesi gerekir.
ABDEST ALIRKEN VEYA SONRASINDA ABDESTTEN ŞÜPHE EDİLİRSE NE YAPILIR?
Eğer şübheye düşen kimse, her zaman şüphelenmiyorsa, o uzvunu yıkar.
Fakat vesveseli bir kimse ise yıkamaz, onun şübhesine bakılmaz.
Bir kimse abdest aldığını sağlam olarak bildiği halde, abdestini bozup bozmadığı üzerinde şübheye düşse, o kimse abdestli sayılır.
Kesin olarak bilinen bir şey şüphe ile ortadan kalkmaz.
Aksine abdestini bozmuş bulunduğunu kesinlikle bildiği halde, sonradan abdest alıp almadığından şübhe eden kimse de abdestsiz sayılır.
Şafî mezhebinde ise; abdest esnasında şüphe ederse şüphe ettiği yerden itibaren abdest alır.
Abdest bittikten sonra şüphe ederse; şeytanın vesvesesidir denip abdest alınmaz.
(İbn-i Âbidin - Reddü'l Muhtar, Ömer Nasuhi Bilmen, Muğni'l Muhtac - Hatip Eş-Şirbini, Feydun İlahi'l Malik)
DİNİMİZİ BİLMEK VE ÖĞRENMENİN ÖNEMİ
Müslüman olarak dinimizin emirlerini yerine getirmeliyiz. Dinimizi öğrenmek ve bilmek başlıca sorumluluğumuzdur. Aklımıza takılan şeyleri öğrenmeli, bilgi sahibi olarak ibadetlerimizi yerine getirmeliyiz.
“Bilenler ile bilmeyenler, hiç bir olur mu? Hiç şüphesiz ancak akıl sahipleri (bunu) idrak edip anlar.” Zümer 9
"Sizin en hayırlılarınız, Kur’ân'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir."
(Buhârî, Fezâilü'l-Kur'an 21.)
Bir çok ayet ve hadiste bu sorumluluk vurgulanmıştır. Dinimizi öğrenmenin yolu Kur'an Kerim, Peygamber Efendimiz'in sünnetleri ve güvenilir alimlerin kitapları ile mümkündür. Dinimizle ilgili sorularımıza cevap ararken güvenilir kaynaklara dikkat etmeliyiz.
“İlim tahsil etmek her Müslümanın üzerine farzdır."
(İbn-i Mace, Mukaddime:17 )
Buradan da anlaşılacağı gibi dinimizi öğrenmek farzdır. Çünkü dinimizi bilmez isek helali haramı bilemeyiz. Bu da bizi harama ve günaha götürür.
Sonuç olarak hayatımızın her alanını kapsayan dinimizi öğrenmeli ve ilk emir olan "Oku" emri ile şuurlanarak sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.