Tarihte geride iz bırakmış, insanlığın geleceğini iyi ya da kötü şekillendirmiş çok sayıda kişi yaşamış ve birçok olaylar yaşanmıştır.
Bu kişilerin arasında milyonlarca insanın ölümüne sebep olan, dünyaya korku salanı olduğu gibi; yaptıkları yenilikler ile demokrasinin temellerini atan, icat ettikleri ve buluşlarıyla hayatımızı kolaylaştıranları da bulunmaktadır.
Toplumu inşa eden ve şekillendiren daha çok liderler ve liderlerin olduğu toplumsal hareketlerdir.
İnsanların kaderini belirlemiş, medeniyetlerin yükseliş ve çöküşüne sebep olmuş, verdikleri kararlarla ya da icat ettikleriyle tarihin gidişini etkilemiş bu insanlar yaptıkları ile toplumları etkilemiş, yönlendirmiş veya şekillendirmiş ve tarihteki yerlerini almışlardır.
Bazıları da yine insanlar tarafından oluşturulmuş hayal kahramanları ya da fantastik birileridir.
Bunlardan birisi de Keloğlan. Kısaca hikayesine ve yaptıklarına bakalım.
MASAL KAHRAMANI KELOĞLAN'IN KISA HİKAYESİ
Sevimli kel, yoksul, tembelce bir Türk halk masal kahramanı olan Keloğlan, XVII. Yüzyıl'dan itibaren kişilik kazandı.
Başına gelen bütün felâketleri, kendisine yapılan bütün haksızlıkları, kurnazlığı ve becerikliliği sayesinde yener.
Türk halkının kendi özünden doğan bu delidolu, saf ve hazırcevap kahramana birçok masalda rastlamak mümkündür. Hattâ adı türkü ve atasözlerine bile geçmiştir. Keloğlanın babası daha masalın başında ölür. Onun tek varlığı yaşlı anasıdır. Bazan da kendisini döven hoyrat ağabeyleri vardır. Keloğlan masalın sonuna kadar kel kalır. Ama öyle akıllıca işler yapar ki bunlar, onun çirkinliğini ve kelliğini unutturur. Bazan kendisine âşık olan padişahın kızı sayesinde sırma saçlara kavuşur. Sırtında heybesi, bazan yalınayak dolaşan, bazan çarık giyen Keloğlan, kimi zaman baba ocağını bırakarak diyar diyar gezer. Hareketleri kaba ve gülünçtür. Korku nedir bilmez. Güçlü padişahları, korkunç devleri, kurnazlığı ve becerikliliği sayesinde tek başına yener.