Hür Katip | Bilim Kültür Sanat Edebiyat

PCR (COVİD TESTİ) NEDİR?

COVİD TESTİ NASIL ALINIR?

COVİD TESTİ (SÜRÜNTÜ) NASIL ÇALIŞILIR?

Neden yapılır ne gibi riskleri var?

Öncelikle bir salgında kullanacağınız testin bazı özellikleri olması gerekir. En başta hızlı sonuç vermesi lazım. Mesela yaptığınız testin sonucunun çıkması 2-3 günden uzun sürmesi istenmez. Çünkü bu corona virüsle enfekte kişilerin 2-3 gün daha insanlara bulaştırması demektir. Ayrıca ucuz olması gerekir. Çünkü milyonlarca insana bu testi uygulayacaksınız. Son olarak da kolay yapılıyor olması gerekir. Özel ve zor işlemler hem kalifiye eleman gerektirir hem de maliyet.

Bu nedenlerle virüs enfeksiyonlarında çok etkili yöntemler olmasına rağmen virüslerin hücre kültüründe üretilerek çoğaltılması ve elektron mikroskopisi ile tespit edilmesi yöntemleri kullanılamaz. Bu işlemler aşırı pahalı, yapılması zor, sonuçlarının çıkması uzun süren yöntemlerdir. Geriye de pcr testleri ve antikor-antijen testleri kalıyor. Bu testler ucuz ve hızlı sonuç veriyor ama bazı dezavantajları var bu dezavantajları da birazdan konuşacağız.

Ama öncesinde bu testler nasıl çalışıyor. Bunu konuşalım.

Bildiğimiz gibi tüm canlıların ve virüslerin her şeyini genetik yapı belirler. Genetik yapı o virüsün hangi virüs olduğundan, hücrelere nasıl tutunacağını, nasıl hastalık yapacağını ve buna benzer her şeyini belirler.  Genetik yapıyı daha ayrıntılı konuştuğumuz mutasyon videosunuda kanalımızdan izleyebilirsiniz. Dolayısı ile bir virüsün genetik yapısı tespit edilirse o virüsün hangi virüs olduğunu anlarız. Pcr testi de bu yöntemi kullanır. Korona virüsün genetik yapısı yani rna sı tespit edilir ve bize pozitif sonuç verir. Tespit edemezse de negatif sonuç verir. 

Bunu şu duruma benzetebiliriz. Bir gölde ne kadar çok balık varsa o kadar çok balık tutma ihtimaliniz artar değil mi? Bu testte böyledir. Az miktarda virüsüde tespit edebilir ancak vücudumuzda ne kadar çok virus varsa bu testin pozitif çıkma ihtimali de o kadar artar. Bu nedenle bu testin yapıldığı hastalık aşaması çok önemlidir. Çünkü hastalık aşamasına göre vücudumuzda bulunan virüs sayısı değişir. Mesela bir kişi korona virüsünü kaparsa virüs akciğerlere ulaşır burda hücrelerin içine alınır ve çoğalmaya başlar. Burada akciğerlerde hastalık oluşmaya başlar ve kişilerde bazı şikayetlere sebep olur. Hastalık oluştuktan sonraki aşamada bağışıklık sistemimiz virüslere karşı koyar ve antikor üreterek virüsleri yok eder. Ancak bu aşamadan sonra vücutta virüs kalmamasına rağmen hastalığın etkileri devam edebilir. Görüldüğü gibi virüsü kaptığımız ilk anda virüs sayımız az ikinci aşamada hızlıca virüslerin sayısı bi kaç günde artar. 3. aşamada bağışıklık sistemimiz devreye girip tekrar virüslerin sayısını azaltır. 4. aşamada da virüs hiç yoktur. Ancak hastalık etkileri devam eder. Bizim pcr testimiz virüs varsa tespit ettiği için ilk aşamadan itibaren pozitif sonuç vermeye başlar ancak biraz öncede konuştuğumuz gibi ne kadar virüs varsa o kadar pozitif çıkma ihtimali olduğu için en doğru sonucu ikinci aşamada verir yani virüslerin sayısının en çok olduğu dönemde verir. Bu testi ilk virüsü kaptığımız anda, üçüncü aşamanın sonunda ve son aşamada yapmanın çok anlamı yok. Çünkü buralarda virüs sayısı ya çok az yada hiç yok. Antijen, antikor testlerinde görüldüğü gibi 3. aşamanın sonunda ve 4. aşamada tespit edilir. Bu da zaman olarak hastalığın kapılmasından sonraki 14-21. güne tekabül eder. Dolayısıyla eğer siz hastalığı erken aşamada yakalamak istiyorsanız antikor-antijen testlerini kullanamazsınız. 

Tamam testlerin hangi zamanlarda yapılması gerektiğini gördük ama iki test yapıldı biri pozitif çıktı diğeri negatif hangisi doğru?

Bildiğimiz gibi insan vücudunda doğal olarak bulunan milyonlarca bakteri ve virüs var. Hatta bunların da bir kısmı bizim için faydalıdır. Ama koronavirüs normal olarak asla vücudumuzda bulunamaz. Vücudumuzda koronavirüsün tespit edilmesi demek daima bizim bunu dışardan aldığımız anlamı taşır. Yani hastalık demek. Bu nedenle bizde kaç kere pcr testi negatif çıkarsa çıksın bir kere pozitif çıkması koronavirüsün varlığını gösterir. Yani tek pozitif pcr sonucu koronavirüs tanısı koymak için yeterli. Ayrıca bu testin yanlış negatif sonuç vermesi yanlış pozitif sonuç vermesine göre daha olası. Bu konuyu birazdan daha detaylı konuşacağız. 

Peki ama neden yanlış negatif sonuç çıkıyor? Testlerin bu kadar yanlış çıkması normal mi? 

Bunu anlamak için tıpta kullanılan duyarlılık ve özgüllük kavramlarının bilinmesi gerekir. 

Duyarlılık ile başlayalım. Duyarlılık bir hastalık için yapılan testin gerçekte hasta olan insanlar içinde hastalığı tespit etme oranıdır. Biraz anlaşılması zor olduğu için bunu bir örnekle açıklayayım. Mesela elimizde 100 tane gerçekten koronavirüs kapmış hasta olsun ve biz bu kişilere hastalığı tespit etmek için test yapalım. Testin sonucunda 100 hastanın 90 tanesi pozitif çıksın. Bu şu anlama geliyor. Bu test gerçekte hasta olan 90 kişiyi yakaladı ama hasta olmasına rağmen 10 kişiyi kaçırdı demek. Bu oran iyi sayılabilecek bir oran ve bu test bu hastalık için duyarlı demek doğru olur. Ama bu tek başına yetmez.

 Peki neden siz sadece gerçekten bu hastalığı olanlara test yapmıyorsunuz. Zaten hasta olduğunu kesin olarak bilsek test yapmayız. Pcr testini ek olarak sağlıklı insanlara da koronavirüs kaptılar mı diye yapıyoruz. Bu sağlıklı insanlara yaptığınız testlerin de negatif olması gerekir. Yani hastaları tespit ettiği gibi hasta olmayanları da tespit etmesi gerekir. Mesela 100 sağlıklı kişiye test yaptınız, bu testin sonucunda da 99 tanesi negatif 1 tanesi pozitif çıksın, yani sağlıklı olan yüz kişinin 99 unu gerçekten tespit etti ama gerçekte hasta olmayan 1 kişiye koronavirüs hastası dedi. Yani bir kişiye yanlış tanı konulmasına sebep oldu. Aslında bu oran çok iyi bir oran. Görüldüğü gibi bir testin hem duyarlı hem de özgül olması gerekir. Şuan tıpta kullanılan %100 duyarlı ve %100 özgül bir test yok ne yazık ki. 

Şimdi de covid 19 için yapılan pcr testlerini inceleyelim. Bu testin duyarlılığı %70-90 arasında özgüllüğü ise %98-99 lerdedir. Aslında gayet iyi rakamlar. Ama sorun şurada ortaya çıkıyor. Siz bu testi milyonlarca yapıyorsunuz ve sonuçta yüzde 5-10 gibi az görünen sayılar bir anda ciddi rakamlara ulaşıyor. Mesela Türkiye’de şuan yaklaşık 32 milyon test yapılmış. Toplam koronavirüs vakası da 2 milyon civarı. Şimdi bu sayılarla bir hesap yapalım. 32 milyon testin 2 milyonunu gerçek hasta 30 milyonunu gerçek sağlıklı kabul edelim. Gerçek hastaları hasta tespit etme oranı duyarlılıktı ve pcr testinin bu oranı ortalama %80 idi. 2 milyonu %80 ile çarparsak gerçek hastaların sadece 1.6 milyonunu doğru tespit etmiş olur yani 400 bin hastaya yanlış negatif demiş olur. Hasta olan 400 bin kişiyi kaçırmış olur. Şimdi de özgüllüğüne bakalım. Burada pcr testinin %99 gibi bir oranı vardı. 30 milyonu yüzde 99 ile çarparsak sonuçta 29 milyon 700 bin kişiye doğru şekilde negatif çıkmış. Ama 300 bin kişi hasta olmamalarına rağmen test sonuçları pozitif çıkmış oluyor.

Görüldüğü gibi oransal olarak yanlış negatif çıkma ihtimali yanlış pozitif çıkma ihtimalinden 20-30 kat fazla. Bu nedenle şüphe duyulan hastalara birden fazla test yapılıyor ve yanlış negatif ve yanlış pozitif sonuçlar azaltılmaya çalışılıyor. Görüldüğü gibi aslında gayet etkili ve iyi sonuç veren testler. Ek olarak bu sonuçları etkileyen bir çok durum var bunlar; biraz önce de konuştuğumuz gibi pcr testini hastalığın hangi döneminde yaptığımız, testi yapan kişilerin doğru şeklinde yapıp yapmadığı, saklanma koşulları, nakliyesi, test yapan cihazların kalitesi gibi onlarca faktör var. 

Bu nedenle sadece bir kaç tane yanlış sonucu gösterip bu test kötü yapmayın demek doğru değil. Çünkü elimizde bu hastalığın hiç bir tedavisi yok bu nedenle bu hastalığı kapan insanlara bir önce test yapıp tespit ederek toplumdan ayırmamız,  izole etmemiz gerekiyor. Yoksa çok hızlı bir şekilde yayılır. Yüzde 2-3 gibi görünen ölüm oranları milyonlarla kişi ile çarpınca büyük sayılara ulaşır. Ayrıca elimiz de tek bu testler yok. Hasta sorgulanıyor şüpheli bir teması var mı öğreniliyor. Tomografi çekiliyor kan tahlilleri yapılıyor. Böylece bu testin dezavantajlı yönleri azaltılmaya çalışılıyor. 

Kısacası bu testlerin bir çok avantajı olduğu gibi bir çokta dezavantajı var. Ama bu testleri yapmamak salgını bitirmez. Testlerin olmadığı dönemlerde salgınlar oldu ve milyonlarca insan öldü. Şimdi de test yapmayabilirsiniz ama insanlar hasta olmaya virüs yayılmaya ve hastalık yapmaya devam edecektir. Bu nedenle test yapmamaktan daha etkili öneriler yapılması gerekiyor. Geçmişten alınacak dersler var. Bu dersler de onlarca hastalığı nerdeyse yeryüzünden silen, çiçek hastalığını tamamen bitiren, milyarlarca hayatı kurtaran aşıların ne olduğunu öğrenmektir.  


Videoyu Buradan İzleyebilirsiniz...


 Öne Çıkanlar

 

Benzer Sayfalar



Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi