Akciğer zarının tıbbi adı plevradır. Akciğer zarı akciğerleri dıştan saran 2 adet zarın üst üste gelmesi ile oluşur. Yani akciğer zarı olan plevra iki yapraklıdır. Bu yapraklar oldukça incedir. Normal şartlarda çekilen grafilerde görülmezler. Bu yapraklardan ilki akciğerlere çok sıkı yapışıktır ve bunu akciğerden ayırmak gerçekten zordur. İkinci zar ise ilk zarı dıştan ve göğüs duvarını içten sarar. Bu iki yapraklı zarın içinde akciğerlerin nefes alıp verirken kayganlık vererek rahatça şişip inmesine yardımcı olan çok az miktarda akciğer zarı sıvısı yani plevra sıvısı bulunur. Bu sıvı yaklaşık 15-50 ml kadardır. Bu iki zar bazı yerlerde birleşir ve kapalı bir sitem oluşur. Bu sayede içinde bulunan az miktardaki sıvı her nefes alıp verme sırasında kapalı sistem içinde yayılır ve her yeri sürekli yağlar. Ayrıca bu zar sürekli bir vakum gibi akciğerleri göğüs duvarına doğru çeker ve akciğerlerin hep geniş şişkin kalmasına sebep olur. Bu sayede akciğerler bir balon gibi sönüp kapanmaz.
Akciğerler bu zarlar ve içindeki kaygan sıvı sayesinde nefes alıp verirken sürtünme olmaz ve rahatça nefes alıp veririz.
Biraz öncede dediğimiz gibi akciğer zarı iki tane zardan oluşur ve arasında da az miktarda kaygan sıvı var. Akciğerleri balon gibi şişip inebilen bir yapı olarak düşünürsek bu alanda birikecek her şey akciğerlere baskı uygulayarak akciğerleri küçültür ve hatta tamamen söndürebilir. Küçülen veya sönen akciğer bölümlerinin çalışması bozulur ve o kısımlar nefes alıp vermeye katılamaz. Dolayısıyla kişide nefes alıp vermede azalma oluşur yani nefes darlığı oluşur.
Akciğer zarı hastalıkları akciğer zarının içinde biriken maddeye göre isimlendirilir. Bu biriken şeyler sıvı, kan hava gibi maddelerdir gelin bu hastalıkları inceleyelim.
İlk hastalığımız akciğer zarı arasında sıvı toplanmasıdır. Eğer akciğer zarları içinde bir şekilde sıvı birikirse buna akciğerde sıvı toplanmış yani plevral sıvı var denir. Bu durum tek akciğerde az miktarda olabileceği gibi iki akciğerde birden çok miktarda sıvının birikmesine kadar çeşitli şekillerde olabilir. Akciğerde sıvı birikmesi en sık görülen akciğer zarı hastalığıdır. Tüm akciğer zarı hastalıklarının yüzde 80 i sadece akciğerde su toplanmasıdır. Bu durumun en önemli sebebi kalp yetmezliğidir. Kalp yetmezliğinde sadece akciğerlerde değil tüm vücutta sıvı birikimi olur. Ayrıca hem akciğer hastalıkları hem de bir çok akciğer dışı hastalıklar akciğerde sıvı toplanmasına sebep olabilir. Bu duruma sebep olacak gerçekten çok fazla hastalık var bu nedenle sebep olacak durumun tanısı için akciğerlerde biriken sıvıdan iğne veya çeşitli yöntemlerle sıvı alınarak laboratuvara gönderilir ve neyin sebep olduğu yapılacak testlerle bulunmaya çalışılır.
İkinci hastalığımız Pnömotoraks. Eğer akciğerler bir şekilde delinirse bir balon gibi söner açılan delikten hava, akciğer zarları içine dolar veya göğüs duvarında bir delik açılırsa yine akciğer zarları arasına hava kaçmaya başlar ve akciğerler bir balon gibi söner ve buna akciğer sönmesi yani pnömotoraks denir. Bu alana herhangi bir sebeple mesela kesici bir aletle yaralanma gibi bir durum sonucu kan dolarsa da kan birikir ve bu kan birikmesi duruma da hemotoraks denir. Genelde yaralanmalarda göğüs duvarı da delindiği için hem akciğerler söner hemide kanamaya bağlı akciğer zarı içinde kan birikir. Yani bu iki durum birlikte bulunabilir.
Eğer akciğer zarlarının içine mikroplar ulaşırsa, mikroplar burada çoğalır ve akciğer sıvısını bulanıklaştırır buna da ampiyem denir.
Son olarak da bu akciğer zarı hücreleri özellikle İç Anadolu’da bolca bulunan asbest maddesi akciğer zarını çokça etkiler. Sadece akciğer zarında kalınlaşma yapabileceği gibi mezotelyoma denilen akciğer zarı kanserine de sebep olabilir. Ayrıca daha sayamadığım bir çok hastalık ve durum akciğer zarını etkileyebilir.
Tabi ki bu hastalıkların hepsinin tedavisi farklı ama genel olarak akciğer zarlarının içinde bulanan şeyler akciğeri sıkıştırarak veya söndürerek nefes almamızı engellediği için bunların çeşitli yöntem ve aletlerle girilerek boşaltılması gerekir. Tabi ki az miktarda olan sıvı birikmeleri nefes darlığına sebep olmayabilir bu durumlarda sadece tedavi ile takip te yapılabilir.
Bu boşaltılan materyeller çeşitli tahlillere gönderilerek bu duruma hangi hastalık veya durumların sebep olduğu bulunmaya çalışılır. Ayrıca akciğer zarında bulunan maddelerin boşaltılması sırasında biyopsi yani parça alma işlemi de yapılabilir.
Bulunan sebebe sadece boşaltma yeterli olabilirken bazen de enfeksiyon varsa antibiyotik verilebilir veya kanser varsa kemoterapi veya radyoterapi gibi tedaviler de uygulanabilir. Yani hangi hastalığı tespit edersek ona yönelik bir tedavi veririz.