Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Rüyada güneş görmek, devlet reisi, ana baba, altın veya güzel bir kadın ile tâbir olunur.
Rüyada kendisinin güneş olduğunu görmek, güneş ışığı nisbetinde büyük bir mülke delâlet eder.
Rüyada güneşe yapışıp ona ulaştığını görmek, devlet büyüklerinden gelecek hayır, menfaat ve kuvvete delâlet eder.
Bir kimsenin rüyada güneşi bulutlar altında görmesi, devlet adamlarından birinin öleceğine işarettir.
Rüyada güneşle konuştuğunu görmek, hükümdar tarafından izzet ve şerefe nailiyete delâlet eder.
Rüyada zincirle asılmış güneşe eriştiğini görmek, eğer rüya sahibi ehilse, bir vilayete vali olur ve orada adaletle hükmeder.
Bir kimsenin rüyada güneşin ziyasının doğudan batıya kadar bütün yeryüzünü aydınlattığını görmesi, eğer ehilse, yeryüzüne mâlik olmaya ve dünyanın her yerinde anılacağı bir ilme nailiyete delâlet eder.
Bekâr bir adamın, rüyada güneşin evinde doğduğunu görmesi, evlenmeye alâmettir ve onun nasibine pâk bir kadın düşer.
Aynı rüyayı kadın gördüğü takdirde o da evlenip saadete erer.
Yine rüyada güneşin evinin içine doğup evin her tarafını aydınlattığını görmek, izzet, şeref, şöhret ve rütbeye delâlet eder. Rüyada güneşi yuttuğunu görmek, üzüntü ve kedere alâmettir.
Rüyada güneşin kendisine secde ettiğini görmek, büyük bir devlete mâlik olmaya işarettir.
Nablusî (rh.a.) demiştir ki:
"- Rüyada güneşin ziyasına ulaştığını gören kimse, hazine ve büyük bir servete nail olur. Ve o kişiye Allahu Teâlâ hayır ihsan eder. Güneşin doğup, yine doğudan battığını görmek, bütün insanlar hakkında hayra ve güzel işlere delâlet eder. Çünkü güneşin bu şekilde doğması halkı her zaman uykudan uyandırır ve çalışmağa sevk eder."
Rüyada güneşi avucuna veya kucağına alarak ona mâlik olduğunu görmek, büyük bir ikbâle ve sultan tarafından erişecek izzet ve şerefe delâlet eder. Ve rüya sahibi mülkünde aziz olur.
Rüyada güneşin, karanlık ve kan renginde olduğunu veya güneşin şeklinin bozulduğunu görmek, bütün insanlar için kötü olarak tâbir olunur. Yine rüyada güneşin yatağına inip kendisini korkuttuğunu görmek, şiddetli hastalığa ve bedenin iltihaplanacağına alâmettir.
Rüyada güneşin tenasül uzvundan çıktığını görmek, rüya sahibinin ileride büyük bir mevkiye gelecek çocuğunun olacağına delâlet eder.
Rüyada güneşin ve ayın ışık ve nurlarıyla çevresinde toplandığını görmek, güzel bir kadınla evlenmeye delâlet eder.
Rüyada, güneşin gökte değil de yerin üstünde doğduğunu görmek, o mahal için kıtlık ve yangına delâlet eder.
Denilmiştir ki: Rüyada, güneşin bulutla kaybolduğunu görmek, maiyetinde meydana gelen bir zulümden dolayı devlet başkanının azline delâlet eder.
Rüyada güneş, ay ve yıldızın siyah ve bulanık olarak görülmesi, dünyanın durumunun değişmesine işarettir.
Rüyada bedeninden güneş ışığı çıktığını görmek, saltanat ve devlete delâlet eder.
Bir kimsenin güneşi yüksek bulunduğu yerinde görmesi, kadr ve şanının yüce olmasına delâlet eder. Bunun tersine, güneşi yüksekte aşağı meylettiği yerinde görmek, fakirlik, zarar, üzüntü, keder ve sıkıntıya delâlet eder.
Rüyada güneşin batıdan doğduğunu görmek, korku ve bağırmaya, devletin, tebaasına zulmetmesine ve adaletten uzaklaşmasına delâlet eder. Bazı kere de bu rüya, gurbette bulunan adamın oradan, üzüntü ve keder içinde dönmesine, bâzı kere de din değiştirmesine delâlet eder.
Rüyada ay, güneş ve yıldızları görmek, Yusuf (a.s.)'ın meşhur kıssasına binaen dert ve belâya giriftar olmaya, zindana düşmeye, ailesi ve akrabası tarafından kendisine haset edilmesine sonra mülk ve saltanata erişmesine ve muradına nailiyete delâlet eder.
RÜYADA GÜNEŞ TUTULMASI: Rüyada güneşi tutulmuş görmek, yakınlardan bir kimsenin ölümüne delâlet eder. Bazı kere de bu rüya, hastalık, endişe, keder, şiddet veya insanı ızdıraba düşüren bir hadisenin vukuuna delâlet eder.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.