Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Rüya tâbircileri horozu evin erkeği ve efendisi olarak tâbir etmişlerdir. Rüyada görülen tavuk da evin hanımını temsil eder.
Bir kimsenin rüyada horoz görmesi, müezzine, hatibe veya güzel okuyan kimseye delâlet eder. Bazı kere de horoz görmek, kendisi yapmadığı halde iyilikle emreden bir adama delâlet eder. Çünkü horoz namaz vakitlerini hatırlatır ve kendisi namaz kıl- maz.
Rüyada bir horoza mâlik olduğunu görmek, erkek bir çocuk ile tâbir olunur ve o kimsenin bir erkek çocuğu dünyaya gelir.
Yine rüyada horoz görmek, muhtaç olduğu şeyi nefsi için tercih eden cömert bir erkeğe işarettir.
Rüyada görülen küçük horozlar, küçük hizmetçilere, yahut çocuklara veya evlâtlara alâmettir.
Kirmanî demiştir ki: Rüyada horoz görmek evlat veya hizmetçi ile tevil edilir. Rüyada üzerine bir horozun hücum ettiğini görmek, düşman sebebiyle gelecek üzüntüye delâlet eder.
Rüyada beyaz horoz görmek, salih ve emin bir hizmetçiye delâlet eder. Rüyada bir horoz tutup kucakladığını görmek, ulvî makam ve yüce himmet sahibi biriyle dost olmaya işarettir.
Rüyasında birçok tavuklar görmek, bir cemaat üzerine reis ve âmir olmaya işarettir. Rüyada tavuk eti ve tüyü görmek, mal, nimet, rızık ve menfaate delâlet eder.
Cafer-i Sâdık (r.a.) demiştir ki: Rüyada kara tavuk görmek dört şekilde tâbir olunur:
a)Saliha ve âbide zevce,
b)Çalışkan bir adam,
c)Hayır yolunda sadık arkadaş,
d)Efendisine bağlı ve itaatkâr hizmetçi..
Yine Cafer-i Sâdık hazretleri demişlerdir ki: Rüyada tavuk görmek, üç veçhe ile tâbir olunur:
a)Güzel zevce,
b)Güzel hizmetçi,
c)Sadık hizmetkâr.
Rüyada horozun öttüğünü duymak, iyi ve sevinçli bir habere delâlet eder. Çünkü horozlar ekseri sabah ezanı vakti öterler.
Rüyada, evine bir horozun girip evde olan arpaları topladığını görmek, müezzinin bir şeyinin çalınacağına işarettir.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.