Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Nablusî (rh.a.) demiştir ki: İnsanın rüya da görülen ayağı onun varlığıdır. Çünkü o, ayakları ile kaimdir. Rüyada, insanın ayaklarında meydana gelen şeyin tâbiri, onun malına ve durumuna aittir.
Rüyada ayak görmek, kişinin malı, genişlik ve darlığı, reisi ve itimat ettiği şeye işarettir. Bu sebeple bir kimse rüyada ayaklarının göklere doğru yükseldiğini ve kendisinden ayrılıp uzaklaştığını görse, o kimsenin ana ve babası (hayatta ise), bu rüya onların vefatına delâlet eder.
Rüyada yalın ayak yürüdüğünü görmek, sıkıntı, meşakkat ve dert ile tâbir olunur. Ayağı ile zina ettiğini görmek, haram kazanmak gayesiyle kadınların arkasında gezer.
Rüyada kendi ayağını yediğini görmek, Allahu Teâlâ'ya yaklaştıracak yola nailiyete delâlet eder. Din ve dünya işinde o kimsenin bütün ihtiyaçları yerine gelir ve muradına erer.
Kişinin rüyada ayakları ile devlet reisini çiğnediğini görmesi, yürürken üzerinde melik resmi bulunan bir altına rastgeleceğine delâlet eder ve onun eline bir altın geçer.
Rüyada çok çok ayaklara mâlik olduğunu görmek, misafir için hayra ve menfaate, reisliği müstehak olan için reis olmaya, gemiciler için çok menfaatli yolculuğa, fakir kimseler için ümit ettikleri hayırların ortaya çıkmasına delâlet eder.
Bir kimsenin rüyada ayağının yüksek olduğunu veya ayak parmaklarının çok olduğunu görmesi, izzet, şeref ve devlete delâlet eder.
Rüyada iki ayağının da kesildiğini görmek, malın ve geçiminin elden gitmesine, bazı kere de ecelin geldiğine delâlet eder.
Rüyada ayaklarının demirden olduğunu görmek, uzun ömre ve güzel geçime; cam ve billurdan olduğunu görmek, ömrün azlığına ve zayıflığına, altından olduğunu görmek, borcu için veya bir sebepten dolayı giden malının peşinden koşturup durmasına delâlet eder.
Fakir bir kimsenin rüyada dört ayağının olduğunu görmesi, sefere çıkmaya ve orada yardıma nailiyete delâlet eder.
Rüyada ayaklarının etinin gittiğini görmek, çok ihtiyarlığa delâlet eder...
Rüyada tek ayağı üzerinde yürüdüğünü görmek, malının veya ömrünün yahut işlerinin yarısının gitmesine işarettir.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.