Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Bir kimsenin rüyada kamçı görmesi, ihtiyaçların bitmesine, arzu ve isteğe erişmeye ve düşmanı kahretmeye delâlet eder. Kamçı, evlada, haline uygun ve müsait arkadaşa, hayırlı bir yardımcıya delâlet eder.
Kamçı, devlet reisine de delâlet eder. Rüyada hayvanının kuyruğunun kesilip güzel bir kamçı yapıldığını görmek, heybet ve kudret sahibi büyük bir sultana yakın olmaya delâlet eder. Eğer rüya sahibi ehil bir kimse ise, o sultan onu bir şehre vali tayin eder. Şayet rüyada görülen kamçı, güzel şekilde yapılmış değilse, o kimse vergi toplamaya memur edilir.
Rüyada, istediği gibi gezen ve yaşayan herhangi bir adamı kamçı ile dövdüğünü görmek, o adama vaaz ve nasihat etmeye işarettir.
Nablusî demiştir ki:
"- Bir kimse rüyada kendisine sultanın kendi kamçısıyla yüz veya yüzden daha aşağı yahut daha fazla kırbaç vurduğunu görse, o kimse sultan tarafından vurulan o kırbacın sayısınca mala nail olur."
Kişinin rüyada gökyüzünden bir kamçı indiğini görmesi, Alla-hu Teâlâ'nın gazabına ve azabına delâlet eder.
Rüyada kamçı ile kendi bindiği atı kırbaçladığını görmek, acele yapılması gereken bir işe alâmettir. Ve rüya sahibinin o iş hususunda Allahu Teâlâ'ya dua edeceğine delâlet eder.
RÜYADA KAMÇI v.s. ŞEYLERLE VURMAK
Kişinin rüyada bir başka kişiye kamçı ile vurması, o kişi hakkında kötü bir söz söylemeye, dövülenden kan aktığı takdirde, zarar etmesine delâlet eder.
Rüyada kırbaçla vurduğunu görmek, düşmana galip gelmeye veya onların ileri sürdükleri delilleri iptal etmeye işarettir.
Rüyada diri adamın ölüyü dövdüğünü görmesi, namaz, hac ve zekât gibi dini meselelerde dirinin dini bakımdan durumunun kuvvetli olmasına delâlet eder. Bu tâbir, ölünün döven razı ve döven kimseye itaat ve inkiyad ettiği zamandır.
Bir kimsenin rüyada kendisini bir ölünün dövdüğünü görmesi, yapacağı yolculuktan hayra ermesine delâlet eder.
Bazı kere de rüyada dövmek, dövüleni ayıplamaya ve ona öğüt vermeye delâlet eder.
Denilmiş ki: Rüyada dövmek, duadır. Bundan dolayı rüyada bindiği merkebini dövdüğünü gören kimse, Rabbine dua edip ve ihtiyaçlarını istedikten sonra, yemek yemeğe delâlet eder.
Bir âmir rüyada, emri altında bulunan memurlardan birisini dövdüğünü görse, bu rüya, hayra ve dövenden dövülene erişecek menfaata alâmettir.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.