Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Rüyada kan aldığını veya kan aldırdığını görmek, eğer ehil ise valilik ile tâbir olunur.
Zindandaki kimsenin rüyada kan aldırdığını görmesi, zindandan kurtulacağına ve selâmet bulacağına delâlet eder.
Cafer-i Sâdık (r.a.) demiştir ki: Rüyada kan almak veya aldırmak, dört şekilde tâbir olunur:
a)Feth,
b)Zafer,
c)Yolculuk,
d)Düşmanlık ve dava.
Ebu Saidü'l-Vaaz demiştir ki: Rüyada kan aldırdığını gören, eğer kan alan ihtiyar ise dostundan istemediği ve razı olmadığı bir söz işitmeye delâlet eder. Eğer kan alan genç ise düşmanından istemediği ve razı olmadığı bir söze işarettir.
Rüyada sağ elinden kan alındığını görmek, iyi bir geçime, malın kat kat artmasına delâlet eder. Eğer kan sol elinden alınırsa, o kişi ortak veya dostuna galip gelir, onun ortak ve dostunun malı kat kat artar. Eğer başında bulunan bir damardan fazla kan alsa, o kişinin başka birisinden istifade edeceğine delâlet eder.
Rüyada kan içtiğini görmek, haram mala veya gıybet etmeye işarettir.
Rüyada korktuğu bir kimseden kan aldığını görmek, onun şerrinden emin olamaya delâlet eder.
Sanatı kan almak olan kimsenin, rüyada kan alması, rahata ve o mahalde kan alınmasına muhtaç olan kimselerin hastalıklardan şifa bulmalarına delâlet eder.
Rüyada kendi damarını uzunluğuna kestiğini görmek, düşmanından kendisini kötüleyecek bir söz işitmeye delâlet eder. Ve bu söz ona tesir eder. Ayrıca o kimsenin malı artar.
Bekâr bir kızın rüyada kendisinden kan alındığını görmesi, evlenmek ile tâbir olunur ve o evlenir. Küçük erkek çocuk için kan alınmak, onun sünnet edilmesine işarettir. Hapiste olanın kan aldırması, hapisten çıkmasına delâlet eder.
Bir kimsenin rüyada tanımadığı bir kadın tarafından kanının alındığını görmesi, talih ve bahtının açılmasına delâlet eder.
Rüyada damarını yardığını ve kan çıktığını görmek, günahtan tevbeye alâmettir. Eğer damardan çıkan kanın rengi siyah olursa, bu defa o kişi günah ve kötülüklerinde ısrar eder ve sonra yine tevbe eder.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.