Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Bir kimsenin rüyada bir kaplan avladığını veya öldürdüğünü görmesi, düşman üzerine galip olmaya ve onu kahretmeye delâlet eder.
Rüyada kaplan eti yediğini görmek, mal ve şerefe nailiyete işarettir. Yine rüyada kaplana bindiğini görmek, büyük bir saltanat ile tâbir olunur.
Kirmanî demiştir ki: Rüyada bir kaplana binmiş olduğunu görmek, dört vech ile tâbir olunur:
a)Ulvî bir mevki,
b)Yükseklik,
c)Makam ve izzet,
d)Düşmana karşı zafer.
Kaplanın derisi, kılı, kemiği düşman malı ile tâbir olunur. Cafer-i Sâdık (r.a.) demiştir ki: Kaplan rüyası üç veçhe ile tâbir olunur:
a)Kuvvetli düşman,
b)Düşmandan elde edilen mal,
c)Sultandan veya onun adamlarından korku...
Rüyada kendisini bir kaplanın ısırdığını görmek, ısırdığı miktarda zarar ve ziyana delâlet eder.
Bazı kere kaplan görmek, erkek adama, bazı kere de kadına delâlet eder. Bu tâbir kaplanın renginin değişmesine göredir.
Denilmiştir ki: Rüyada bir kaplan veya pars avladığını gören kişi, fâsık bir adamdan menfaat elde eder.
Kaplan görmek, hile sahibi kimselere de işarettir. Kaplan sütü, onu içen için meydana çıkacak düşmanlık ile tâbir olunur. Çünkü kaplan, düşmanlığı şiddetli inatçı bir hayvandır.
Bazı kere de kaplan görmek, günahlardan tevbe ve istiğfar etmeye alâmettir.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.