Bu rüyanın tabirine ve yorumuna bakıldığında; Kişinin rüyada kayalar görmesi, sabırlı ve şerefli bir kadına delâlet eder. Yine kayalar, işlerde basiretli hareket etmeye, sabır ve sebata, uzun ömre, hayvanlara ve binalara delâlet eder.
Nablusî (rh.a.) demiştir ki:
"- Rüyada kaya görmek, bazan da: "Kayaya sığındığım vakit ben balığı unutmuşum." (Kehf, 63) mealindeki âyet gereğince unutmaya işarettir."
Kirmanî der ki: Rüyada kaya görmek, iki vech ile tâbir olunur:
a)Mal,
b)Büyük bir adam.
Rüyada beyaz bir taş düştüğünü görmek, güzel huy sahibi bir kimse ile dost olmaya ve ondan gelecek hayır ve menfaata delâlet eder.
Bekâr bir kimsenin rüyada ata biner gibi bir taşın üstüne çıktığını görmesi, yakında evleneceğine delâlet eder.
Rüyada şehir içinde görülen büyük taşların çokluğu, o şehir halkı için ucuzluğa ve bolluğa işarettir.
Kaya şöhrete delâlet ederse, o şöhret rüya sahibi için uzun bir müddet devam eder. Eğer kadına delâlet ederse sabırlı ve kanaatkar olur.
Kaya rüyası şöyle de tâbir olunur:
a)Kapı eşiği,
b)Merdiven ayağı,
c)Sütun,
d)Âbide...
Bir kimsenin rüyada taşı deldiğini ve onu bir şeye benzetmeye çalıştığını görmesi, bir meseleyi araştırmaya ve onun sırrına vakıf olmaya delâlet eder.
Bazı kere de koca koca kayalar görmek, kalbi katı, gafil ve cahil kimse ile tâbir edilir.
RÜYALAR HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER
İslâm'a göre rüya üç çeşittir:
1. Salih rüya,
2. Şeytanî rüya,
3. İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya, vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel, fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (s.a.v.) bununla ilgili şöyle buyurur:
"Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür."
Şeytanî rüya, şeytanın, insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için, uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse, o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse, o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise, insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurur:
"Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf (a.s)'ın rüyasıyla ilgili âyet ve yukarıda zikredilen hadisler, bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak "her rüya haktır ve her tabir de doğrudur" denilmez.
Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamber (asm)'in suretine giremezse de şabanın yirmi dokuzunda Peygamber (s.a.v.) herhangi bir kimsenin rüyasında "Yarın ramazanın birinci günüdür, oruç tutunuz." diye emretse, bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. Ayrıntılar İçin Tıklayınız...
RÜYALAR İLE AMEL MESELESİ
Rüyalar ve ilhamlar, Rabbanî ve Rahmanî; şeytanî ve nefsanî olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler:
1. Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2. Rüya veya ilham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3. Rüya ve ilhamla elde edilen bilgiler, dinin bir emri gibi kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve ilhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.